24 Ocak 2014 Cuma

Ustumdeki baskidan kurtuldum galiba. Aslinda kurtulmak degil de... Beni ben oldugum icin kabul etmeyen birinin baskisini ustumde hissetmekten biktim. Aptal olabilirim. Bencil. Bunalmis. Cocuk gibi davraniyor olabilirim. Fazla duygusal olabilirim. Ilgi de bekliyorumdur belki, disardan nasil gorunuyorum bilmem. Ama ben buyum. Kendimi degistirmek icin cok cabaladim.. Ama degistiremedigim seyler yuzunden kendimi soyutlamayacagim.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Ne yapmalıyım? Ağlamalı mıyım? Yatakta saatlerce öylece uzanmak yeter mi? Dua etmek onları geri getirir mi? En önemlisi şimdi ne olacak?

5 Ocak 2014 Pazar

Ezilmiş gibi hisseder insan. Saatlerce dayak yemek ister. "Vurun bana. Hak ediyorum." der. Dayak yerken yüzünde bir gülümseme vardır. Bu ya hak ettiğini düşündüğünün ya da içindeki acısının azaldığını gösterir. Ölüyorum her gün. İçimde bir parça ölüyor ve onu çiğneyerek üstünden geçiyorum. İzleri kalıyor paçalarımda. Kokusu siniyor üzerime. Ama yürüyorum. Devam ediyorum.
O gün, banyoda tek başıma ağladım. Suyuda açmıştım üstelik. Sesimi kimse duymasın diye. O gün canım çok acımıştı. Canım bile bana acımıştı.
Yağmur yağarken gök gürlerse hiç korkmam. Ses olsun yeter ki. Kuşlar ötüşerek uçsun gökyüzünde. Çaylar şekerli olsun ki kaşıklar şıkır şıkır sesler çıkarsın. Ya da hiçbiri olmasın, müzik olsun sadece. Dost olsun, arkadaş olsun. Boşluğa bırakırken kendimizi, avuçlarımızda sımsıcak kalbimiz olsun. Olsun, herşey olsun ama sessizlik olmasın ki düşüncelerimle başbaşa kalmayayım.