22 Eylül 2013 Pazar

Mesela şunu farkettim. Aşk sevgiliye duyulan bir duygu değil sadece. Evet sevmekten daha farklı ama aşkın anlamı bence 'gerçekten sevmek'. Yani bunu sevgilime değil dostuma da söyleyebilirim. Aşık olduğumu. Çünkü birine ilk aşık olduğunuzda onu hep mutlu etmek ve mutlu görmek istersiniz. Sizi mutlu eden budur. Aşık olan 'sen' der sadece, kendini düşünmez ki. Benliği altüst oluyor insanın yani. Hem sevgiliye aşık olduğunda, hem de gerçek dostlarını bulduğunda. Bence ikisi de aşık olmak gibi.

19 Eylül 2013 Perşembe

Aslında güçlü kalamasak da önemli değil. Zayıf olmamız bi lütuf olabilir. Eğer zayıfsan acizliğin aklına gelir çünkü. Diğer insanlara ihtiyacın olduğunu hatırlarsın. Güçlü olsaydın kimsenin yanında olmasına gerek kalmazdı. O zaman sevgi nedir bilemezdin.

18 Eylül 2013 Çarşamba

O yüzden artık her şeyi çözmek istemiyorum ben. Hayat benden güçlü, onu çözemem, çözsem de onun üstesinden gelemem. Ama onun gücüne, yüceliğine,güzelliğine bakıp tat alabilirim belki. Onu anlayamam, ama hissedebilirim. Anlayamadığın bir sevgiliye dokunmak gibi.

16 Eylül 2013 Pazartesi

Kalbinizi küçümsemeyin. Sadece kan pompalamaz o. İçine birçok insan sığabilir. Hatta bir ev, gül bahçesi, ormanlar, dağlar, bulutlar.. Evet bulutlardan bahsediyorum. İçinde pandaları, kaplumbağaları, balıkları, denizleri bile bulabilirsin. O yüzden sakın kalbini küçümseme^^

11 Eylül 2013 Çarşamba

"Denemek başarmaktır. Senden beklenen denemen, tüm kalbinle denemen. Tüm samimiyetinle denediğin zaman, başaramasan bile başarmış sayılırsın."
Bir mahalledeyim, ama herkes benden kaçıyor. Sokaklar o yüzden bomboş ve darmadağın her taraf. Arabaların alarmları çalıyor, kaldırımlar sökülmüş, çöpler etrafta uçuşuyor toz duman. Siren sesleri geliyor ve hemen koşmaya başlıyorum. Saçlarım çok uzundu çünkü savrulduklarını hissettim ve üstümde beyaz tülden bir elbise vardı ve ayaklarım çıplaktı. Onlara rağmen çok hızlı koşuyordum. Koştum koştum. En sonunda ormanımsı bir yere geldim. Gökyüzündeki bulutlar kapalıydı yani yağmurluydu. Ve birden oradan açık mavi ve parlayan kuşlar geçti. Ben de onları takip etmem gerektiğini düşünerek onların uçtuğu yere doğru koştum. Ayaklarım kanamaya başlamıştı. Bir süre süper hızlı bir şekilde koştum. Daha sonra koruluğun ortasında durdum. Polisler etrafımı sardı. Daha sonra o polislerin şu ana kadar tartıştığım, ya da beni sevmeyen kişiler olduğunu gördüm. Yani beni üzen kişiler diyelim. Onun yüzünden benimle kavga eden arkadaşım, Ö..... ve M......, beni sürekli rahatsız eden eski sınıf arkadaşım(ki hala rahatsız ediyor), 2 tane de kalbinin olduğu yerde kanlar olan kişiler (sanırım kalpleri yoktu, sökülmüştü ama hala yaşıyorlardı). Bunların hepsinin elinde silah vardı ve polislerdi (asker de olabilirler). Bana iyice yaklaştıklarında yapacak bir şeyim yoktu. Dizlerimin üstüne çöktüm ve kulaklarımı ellerimle kapattım. Başımı da yere koydum ve o anda kalbimin ortasından bir ışık çıktı. Işık değil de bir enerji gibi. Hortum gibi etrafımı sardı ve tüm o adamları havaya savurdu.

 Bu ne demek şimdi? GERÇEKTEN düşmanlarımı yenebilecek miyim? Gerçekten bir gün özgür ve rahat hissedebilecek miyim?

10 Eylül 2013 Salı

"Güller haklıydı. Aşkın aşk olması için özlem gerekir. Aşkı büyüten özlemdir. Kavuşmanın güzelliğini verense ayrılık."

4 Eylül 2013 Çarşamba

"Belki de yanımızda birileri olsun istediğimizdendir. Bizi kıramayacak kadar uzak, ihtiyacımız olduğunda varlığını hissedebilecek kadar yakın. Bir kaçış yolu ya da tam tersi gerçeklere dönüş yolu."