29 Temmuz 2014 Salı

Her gün yazmak istiyorum mesela. Aklımda o kadar çok şey var ki.. Takıyorum kulaklığımı, ellerim klavyede. Ama sonrası olmuyor işte. Nereden başlamalıyım diye düşünüyorum. Sonra nereden başladığım önemli değil diyorum. Tam yazacağım, yazamıyorum. Çıkmıyor işte. Ama tekrar deneyeceğim.
Bugün yine "Okul açılsın artık." diyerek uyandım. Öyle acayip büyük bir sorun yok hayatımda çok şükür.Ama o kadar bunalıyorum ki bir yerden sonra. Bu evde. Bir amaç için uğraşmak bu evde ne kadar zor. Sorun ailem değil. Sanırım bağımsız olmak istiyorum. Müzik dinlerken bulutlara bakmak istiyorum saatlerce. Yolda yürürken yanımdan geçen insanları izleyip ruh hallerini anlamayı severim bir de mesela. Onu da yapmak istiyorum hep. Yıldızların çok göründüğü bir yere gitmek istiyorum mesela. Geçen yaz tatile gittiğimiz ev dağın üzerindeydi, gece babam bahçenin, evin ışıklarını tamamen kapatmıştı orada. Şezlonglara oturup yıldızları seyretmiştik. O kadar güzellerdi ki. Ankara'da görünenler gibi değillerdi, göz kırpıyorlardı resmen. Kayan yıldızları sayamamıştım bir yerden sonra. hatta bir toz bulutu gördüğüme bile yemin edebilirim. Galaksiydi belkide bilmiyorum. Ama hayal değildi.. O kadar güzel hissetmiştim ki o an.. Saatlerce orada uzanıp onları izlemiştim. Babam yatmamı söylediğinde odama çıkıp balkona yatmıştım. Gizlice izlemiştim yine yıldızları. Güneş doğana kadar..
Bir de şu aralar kuzey ışıklarını görmek istiyorum. Tek hayalim kuzey ışıklarını görmek.. Soğuk biri olmak bunu gerektirir zaten, değil mi? Ama o kadar güzeller ki.. Her kıvrımında bir ruh gizliymiş gibi. Düşünüyorum bazen. Acaba o ışıklar insanların auraları ya da duyguları olsaydı nasıl olurdu diye. Kim bilir? Belki de öyledir. Belki de dünyayı koruyan bir kalkandır kuzey ışığı..
Kuzey ışıkları.. Saatlerce izleyebilirim..

21 Temmuz 2014 Pazartesi

İçimizdeki tuhaf boşlukları, acı oyuklarını dolduranları seviyoruz genellikle. Belki de sevdiğimiz şey gidenlerin geride bıraktığı boşlukları doldurmaktır.

"Come with me, I'll take you now to a place that you fear. For no reason why, your heart has turned away from me, and I will make you understand. Everything will become clear to you when you see things through another's eyes. Everything will become clear to you whatever's meant for you, you will find. Come with me, I'll take you there to a place where you'll see everything you need to be the one you need to be, and all of those things that you feared will disappear from you in time."

10 Temmuz 2014 Perşembe

Ne demek istedi acaba? Söyledikleri hakkında endişelenmemem konusunda haklı mıydı peki? Sanırım öyle. Büyütecek bir şey yok, ama.. O sahneyi gözümün önüne getirince.. O an nasıl bir yanıt verseydim iyi olurdu diye düşünüyorum. Hala bir alternatif bulamıyorum..
Üzülmemeliyim.. Üzülmem yanlış olur.. Yüzüne bakamam.. Utanıyorum..

4 Temmuz 2014 Cuma

http://www.youtube.com/watch?v=N2i5vno9szU

We could be good but we don't live the way that we should

Constantly told we're imperfect and cannot be good
Tired of waiting around for you to intervene
Tired of wishing that you even knew what I mean
When I say your nameI look for a change
But everywhere I go
It all feels the same.
"Sen çok değiştinler, seni yanlış tanımışımlar, seni tanıyamamışımlar, sen böyle değildinler, eski halini nerdeler, çocuk gibisinler, insanları sevmiyosunlar, falanlar, filanlar..."

2 Temmuz 2014 Çarşamba


Sevgili J,
Evde çok sıkılıyorum ya. Yaz tatilimin hiç bu kadar boş geçeceğini düşünmemiştim. Tamam, ders çalış diyebilirsin ki çalışmam gerek. Çalışıyorum da. Gerçekten. Bugün ilk defa sabah 8de kalkıp ders çalıştım. Matematikten sıkılınca psikoloji çalışıyorum :P Edebiyat ya da coğrafya çözmedim daha. Biliyorum ki unutacağım. Çözdüklerim de boşa gidecek.. O yüzden onları yaz sonuna bıraktım^^ Öyle işte.
Bilmezsin sen şimdi, bi meltem hoca var, animasyon bölüm başkanı kendisi. Beni gördükçe sarılıyor, yanaklarımı sıkıyor falan^^ Çok tatlı kadın ya :D Neyse, baya motive etti işte. Bir de şey farkettim. Biri blogu okusa benim kafayı İpekle bozduğumu, ineklediğimi falan düşünür muhtemelen. Halbuki alakam yok bu özelliklerle. Sadece 30 netten 85'e çıktım :P Ama gerisi gelmiyor... Neyse, aslında inek değilim. Hayatım boyunca hiç ekstra ders çalışmadım. Liseye kadar notlarım süperdi zaten. Lisede iki sene bi düştüm ama sonra akıllandım biraz :P Sosyal hayatıma gelince.. Bu sene tüm sosyalliğim Ipek Universitesi hocaları ve öğrencileri oldu :P Enes abi, çizim, yuvarlaklar, Frozen, bla bla bla. Dışardan şeker kız candy gibi görünsem de içimde bir recep ivedik, adeta bir kıro var. Var yani. Dışarı çıkıyor bazen. Durdurmuyorum da. Valla hiç öyle kibarcık olayım moduna girmedim. Neysem o olmaya çalıştım. -O DÖNEMİ SAYMAZSAK- Kafenin ortasında patates kızartmasını elimle yemişliğim var mesela, Ipege kaç kez iki çorabım da farklı bir şekilde gittim hatırlamıyorum :P Ha bir de millete bunu anlatınca beni pasaklı sanıyorlar. O kadar da değilim. Bazen bilerek yapıyorum hatta. Önemli olan birilerini güldürebilmek değil mi?
Konu fazla mı kaydı ne? Seni özledim.
Dün İpek'teydim Elif'le. Sahne sanatları bölümüne bakmak istedi -ben ısrar etmedim asdf-.Taurus'ta buluştuk işte. Hemen önünden servis kalkıyordu zaten. İpekte danışmadaki bayan-ben rahatsızlandığımda yanımdaydı- beni tanıdı merhabalaştık. Arkadaşımı getirdiğimi, birkaç bölümü gezmek istediğimizi söyleyince arkadaki bayana "Bir öğrencimiz arkadaşını getirmiş ilgilenir misiniz?" diye seslendi. ÖĞRENCİMİZ??? JHSDGJKLMNVCXZXCVNKFGHKDFJHFKBN
Sonra ziyaretçi listesine ismimizi yazdık. Millet LYS puanını falan da yazmış tabi. Animasyon isteyen biri 325 almış. 45000. sıradaydı. Ben onlara bakarken arkadan iki kişi geldi danışmaya. Animasyon bölümünü merak etmişler. Mezunlardı galiba. Bi kıskandım falan. MİLLET HAYALİNİN PEŞİNDEN GİDİYOR BEN HALA PSİKOLOJİ ÇÖZEYİM. NEYSE. Tanıtım görevlisi önümüzde, üniversiteyi gezmeye başladık. 36764. kez gezdim falan. Neyse ki Elifin ilgisini çekti boşuna gitmemiş olduk. Kadın makettekileri anlatmaya çalışıyor ama beceremiyordu. Daha önce görmemiştim o kadını zaten. Bazı yerde eklemeler yaptım ona. :P
Kütüphaneye gittik. Kütüphane müdürü olduğunu düşündüğüm bir kadın hepimize kendini tanıttı. Hangi bölümleri istediğimizi sordu falan. "Daha önce geldiniz mi?" diye sordu. İçimden "Şaka mısın" diyesim geldi jshdskdjskdh "10. sınıftan beri nerdeyse her ay buradayım." dedim :P "O zaman hiç kütüphaneye gelmemişsin." dedi. "Hayır, aslında vaktimin çoğu burada geçiyor. Demek ki siz hiç yoktunuz." dedim. Kadının arkadaşları falan"Ooooooo" dedi sjshxjxhdjdhjd ya aslında böyle yazdığım gibi değik, konuşurken gülüyorduk :D
Sonra Elif'le en alt kata indik. Fuaye alanında Sinema Sanatları Fakültesi öğretim üyeleri tam kadro oradaydı. Salonları gezerken Meltem hocayı gördüm. Diğerleriyle oturuyorsu beni görünce kadın el salladı! Of yiyesim geliyor yaaaa ♥♥♥ Neyse, sonra Önder hocanın yanına gidip lafladık. Meltem Hoca arada bir bize bakıyor falan skdhkffj sonra onun yannına gittik zaten. Sandalyesinden indi bana sarıldı öptü :3 -ÇOK TATLI YAAAAAAAAAAA- Onunla da lafladık baya sonra kontenjanları sordum -.- O kontenjanların ben... neyse.
İşte böyle. Bir ipek maceram daha sona erdi böylece

Bİ KERE DE İPEĞE GİTTİĞİMDE GÜNÜM OLAYSIZ GEÇSİN.....