19 Ekim 2015 Pazartesi

İçimdeki isyancı durmuyor.
Çıkıp yüzsüz yüzlere bağırmak istiyorum. Belki de isyanım onlaradır diye.
Belki bu kadar varlık içindeki yokluğumu(zu) sorguluyorumdur hala.
Belki de kafes dar geliyordur, kırmak istiyorumdur.
Belki de kırabilirim ama kendimi kıramayacağıma inandırmışımdır.
Belki, belki, belki..
Belkilerle yaşamıyor muyuz zaten, belkilerde kaybetmedik mi onca güzelliği?
Belki de belkilerden kurtulmalıydık zamanında..
Tüm hayatımızı "belki" labirentinde tıkılı bir şekilde geçirmiyor muyuz zaten?
Düşünüyoruz, bir gün oradan kurtulacağımız anları düşlüyoruz. Ne kadar harika günlerin bizi beklediğini düşünerek geçiyor saatlerimiz. Ama asla gelmiyor o günler, aksine, sanki gelmesini istemiyormuşuz gibi tavırlarımız..
Labirentten çıkmayı denemiyoruz.
Sadece hayal ediyoruz.
Belki geleceği "şimdi"den kaçmak için kullanmamalıyız artık. Ne dersin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder