23 Ağustos 2017 Çarşamba

Şimdi alta bir link bırakacağım ama yazıyı okurken fon müziği olarak kullanmanız için değil, şarkının hissettirdiklerinden bahsedeceğim.

https://www.youtube.com/watch?v=eLBozbquURs

Bir senedir dinlemiyordum. ondan önce her gün 7/24 kulağımdaydı. İçimdeki depresyona(saçma sapan anlamlandıramadığım hislere) can verip onları ayağa kaldırırdı çünkü. Ağlamama sebep olurdu bazen ama genelde nedensiz bir coşkuyla dolardı içim. Ne kadar hüzünlensem de besliyorlarmış beni. Şu an fark ediyorum. Ve şu an kötü anılardan, olaylardan kaçmak ne kadar korkunç gelse de bir yandan, böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Vakti geldiğinde tahammül edeceğim onlara. Vakti geldiğinde kaldırabileceğim onları.
Aslında kaçmak da değil belki de. Bir olaya "Ağlayacağına şunu yapsan daha iyi." diye bakmak kaçmak sayılır mı?
Bilmiyorum.
Az önce şarkıyı ilk kez dinledim. Ve film şeridine döndü şarkı, önceki hissettirdiklerine göre. bahsettiğim hüzün coşkusu hala var içimde. Dolanıp duruyor. Bir şekilde dışarı çıkmak istiyor ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Eksik gibi oluyor bazen. Tamamlanmak istiyor sanırım. Ya da gitmek istiyor. İstediği çok şey var. İçimdeki açmak istemediğim konulara bir çok çözümü var aslında. Ama hep saçmalıyor.
Bu yaz mesela. O kadar değişik geçti ki. Boşluğum hiç yapmadığım şeyler yaptırdı. Pişman olup daha fazla saçmalamadan uzaklaştım şimdi. Ama keşke fazla insan olmasaymış diyorum hayatımda. Keşke hayır diyebilseymişim bazılarına. Sorun o insanlarda değil. Her yer fazla kalabalık. Çok fazla gürültü. Çok fazla düşünce. Laf kalabalığı. Çok fazla ses. Çok fazla.
Uzaklaşmak istiyorum o yüzden. Bu şarkı da bu isteğimi hatırlattı bana. Gitme isteği. Gitmek kolay geliyor ama arkamda birilerini bu halde bırakıp gideceksem üzüleceğim. Kötü tadı olup da aynı zamanda şifalı olan bir şeyi içmek de böyle sanırım. Ama arkamdakileri daha iyi bir halde bırakabilirsem.. o zaman belki de içimdeki o hissin istediği şeyi yapmış olurum. İki türlü de mutlu olacak gerçi farkındayım. Gideceksem gideceğim yeri de hayal ediyorum sürekli. Aklıma kaybolacağım ormanlar ve tapınaklar geliyor. Tahta köprüleri olan vadiler, bahçeler. Fazla şehir ışığının olmadığı bir yer. Uçurumlarından kendimi bırakabileceğim bir yer. İlk çığlığımı attığım yer orası oldu. Tamamlamam gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder