28 Şubat 2018 Çarşamba

Bir haykırış olsa gerek.
Çek sigarayı içine. Çek çek çek. Yenisini yak. Ciğerlerin yansın. Tekrar yak sonra. Tekrar ve tekrar.
Dünya öyle bir yer ki, öyle bir şey ki anladığını sanıyor insan. Kendini kandırıyor. Bilerek. Aslında öyle değil ama böyle davranmalıyım diyor çoğu. Çünkü başka türlü sağlıklı kalamıyor.
Sağlıklı olduğunu düşünüyor en azından. Bu da bir şey.
Midir?
Acaba?

Geçen hafta arkadaşımın babası vefat etti. Öldürüldü işte. Kimse itiraf etmese de. Hapiste kanser olmasına göz yumuldu. Oldu işte. Eridi günden güne. Kemikleri eridi. Çocuklarına eşine sarılıp son kez, can verdi.

İki gün sonra masum olmasına rağmen iki yıl hapiste kalan birileri ilk kez mahkemeye çıktı. İlk kez kendini ifade etme hakkı verildi. Pardon ya deyip tahliye ettiler. Düzelemedi adam. Kapalı mekanlara giremedi. Menemen görünce ağladı. Çalan kapılardan korktu.

Çünkü bu böyle. Dünya böyle çoğu zaman. Sikik sikik beyinleri olan sikik insanların verdiği sikik kararlar sonucu hayatlar sike dönüyor böyle.
Bu arada şeyi düşünüyorsun, ne kadar sikik insanlarla uğraşmışım, kafamı sikmişler. Halbuki gerek var mıymış?

Göreceli bir kavram aslında. "Dünyayı sikik görmek çok sikik, ama siz dünyayı bir an için böyle görüyorsunuz diye ayıplanmak daha sikik bir iş!" diye yazmış birileri. Doğru. Haklı.

O olaylardan sonra ne oldu diye düşünüyorum. Üzüldüm, sevindim. Hep bi ağlama hali ikisinde de. Öyle şeyler oluyor ki. Kafanı toplamaya çalışıyorsun mesela. Karalıyorsun, defter yırtılıyor, kalem kırılıyor. Kahkaha atıyorsun. Rujunu tazeliyorsun. Donuk donuk bakıyorsun etrafa. Düşünmeden. Sövüyorsun. Seviyorsun. Ağzına sıçayım diye bağırasın geliyor ona. İyiysen mutlu olmak zorundasın mottosuna kendini alıştıran sikik sikik karakterler karşında, senden bir şey bekliyor. "Size ne aq" deyip o en sevdiğin yokuşu çıkmaya başlıyorsun. Nefes nefese bırakıyor çünkü seni. Güzel.
Diğerlerinin düşünceleri umurunda değil zaten. Bu da güzel bir şey. Ama şu cümle yankılanıyor içinde arada: "Neden? Neden yani?" Nedeni olmalı mı diye sorguluyorsun. Evet diyorsun içinden. Boşluğa düşerken artık düşmekten sıkıldım diyorsun. Hoşuna gidiyor yine de.

Sonra da şey diyorsun en son: "Yeter artık. Sikerler."

Bir tane de benim için yakın ya. Benim yerime. Hadi nolur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder